SÜTÇÜ FORM VERİMLİ YAŞAM VE FERTİLİTEYİ NASIL ETKİLER?
Amerika’daki süt hayvanı yetiştiricileri daha yüksek süt, yağ ve protein kazancı seçiminde çok büyük başarı sahibidir. Maalesef, bu başarının bir maliyeti vardı. Daha yüksek verimin seçilmesi ineğin sürüde kalma süresini etkileyen üretim performansı ve sağlık durumu üzerinde istenmeyen etkilere sahiptir.
Amerika’daki Holstein nüfusunda süt verimi ile kızlarının gebelik başarısı oranı arasındaki derece -0.35’tir. Bu da gösterir ki yalnızca verimi tercih etmek daha düşük gebelik oranına yol açar. Bu oran çok güçlü değildir ancak sürekli olarak verimi tercih etmek kızlarının gebe kalma oranında yavaş ve sürekli bir düşüşe yol açar. USDA’dan alınan genetik ve fenotip eğilim tahminleri gösteriyor ki 2000 yılında doğmuş bir ineğin ortalama gebelik oranı 1975’te doğmuş bir ineğe göre %6 daha azdır. Bu eğilimin yaklaşık olarak yarısı genetik değişimlerdendir.
Düşük gebelik oranlarından yakınan ve ineklerini bir ya da iki laktasyon fazla tutmayı uman yetiştiriciler sürülerinin genel sağlığı ve üretim kapasitesini geliştirmek için hem genetik hem de yönetimsel araçları araştırıyorlar.
Bazıları holsteinları üzerinde olumlu ırk farkları ve melez güçlerinden faydalanma umuduyla melezlemeye başvurmuştur. Melezleme bütün üreme problemlerini çözecek gibi değildir dolayısıyla üretimi tercih ettiğimiz zaman üreme performansına ve inek sağlığına ne olduğuna bakalım.
Bütün biyolojik faktörleri bilmezken bile, verim, vücut kondisyon skoru ve sütçü karakterle ilgili inek sağlığı ve üretim ilişkisini de içeren genetik araştırmalar bize bazı ipuçları sunmaya başladı. Vücut kondisyon skoru sürülerinin genel beslenme düzeyini takip etmek için kaydediliyordu
ve şimdi bir çok ülkede rutin linear tip değerlendirme süresince kaydediliyor. Sütçü karakter, yani bir ineğin yuvarlak ve şişman olmasındansa köşeli ve zayıf olma eğilimi de bu sınıflandırma süresince kaydedilir. Linear tip özelliklerinden Sütçü Form sütçü karakterin daha geniş kategorisine dahil olan temel özelliktir.
Üstteki inek gibi, genetik olarak daha fazla vücut kondisyonu
taşımaya yatkın inekler sağdaki inek gibi aşırı sütçü ineklerden
daha uzun verimli yaşam ve daha iyi verim performansına eğilimlidir.
Daha yüksek verim düzeyinin seçimi ineğin sindirdiği besinlerin nasıl kullanıldığı ya da bölümlendiği şeklinde değişmiştir. Yüksek verimli inekler enerjiyi parçalarken süt, yağ ve proteine daha fazla ve bu enerjiyi yağ olarak depolamaya daha az eğilimlidirler. Yüksek verimli inekler daha düşük vücut kondisyonuna sahiptir ayrıca daha köşeli ve zayıftır (yüksek “sütçü karakter”). Bu iyi bir nokta. Besinleri süte etkin şekilde dönüştüren inekleri seçiyoruz. Ancak görünen o ki, biraz abartmışız ve çok zayıf inekler yetiştirmişiz.
Amerika ve Avrupa’daki araştırmalar gösterdi ki, laktasyon süresince genetik olarak daha fazla vücut kondisyonu sağlamaya eğilimli inekler kızgınlık gösterir, yumurtlar ve daha erken tohumlanır, bu da daha kısa doğum aralıkları ile sonuçlanır. Aslında, sütçü form ve kızlarının gebelik başarısı arasındaki ilişki süt verimi ve kızlarının gebe kalma başarısından daha güçlüdür (ve istenmez).
Bu ilişki sütçü form ve süt verimi arasındaki ilişkinin göz önünde bulundurulmasından sonraki ayarlamalarda bile bulunmaktadır. Köşeli ve zayıf ineklerin daha düşük üretim performansı muhtemelen bu ineklerin daha düşük enerji rezervlerinin olmasından kaynaklanıyor ki bu da ineğin gebe kalmak için hazır olmadığının sinyallerini verir.
Aşırı sütçü inekler metobolik olarak da rahatsızlanmaya daha yatkındır. Neredeyse bütün inekler erken laktasyon süt üretimini desteklemek için gerekli enerjiyi sindiremezler ve bu dönemde negatif enerji dengesi ve kilo kaybı yaşarlar. Şiddetli negatif enerji dengesi içerisindeki inekler vücut yağından büyük miktarlar kaybedecektir, bu da onları ketosis ve yağlı ciğer sendromuna yatkınlaştıracaktır.
Araştırmalar gösteriyor ki, genetik olarak keskin hatlı ve zayıf olmaya yatkın inekler erken laktasyon döneminde uygun vücut kondisyonu sağlayamazlar ve negatif enerji dengesi, aşırı kilo
kaybı, ketosis ve yerinden çıkmış abomasum gibi metabolik bozukluklara
yatkın olurlar.
Genetik olarak köşeli ve zayıf olmaya yatkın inekler ayak hastalıkları ve mastit gibi direk olarak negatif enerji dengesine bağlı olmayan bir çok süt hayvanı hastalığına da yatkındır. Belki de bu ince yapılı, köşeli inekler genel olarak o kadar da kuvvetli değildir.
Şekil 1 sütçü karakterin verimli yaşam ve kızlarının gebelik oranı ile olan ilişkisini gösterir. Holstein boğaları yaşam boyu net kazanç açısından en az %90 güvenilir olanlardan seçtik ve 25 en yüksek sütçü form boğayı en düşük boğa ile karşılaştırdık. Yüksek gruptaki sütçü form için PTA ortalaması 2.62 iken düşük sınıfın -0.87’dir. Düşük sütçü form grubu için ortalama verimli yaşam 1.58 ay daha uzundur ve kızlarının gebelik başarısı oranı ortalaması %1,6 daha yüksektir. Kızlarının gebelik başarısı arasındaki fark düşük sütçü form grubundaki yaklaşık 6.4 günlük açığa eşittir.
Şimdi yalnızca düşük sütçü form seçmeye başlıyoruz, doğru mu? Ama hiçbir şey bu kadar kolay değil. Yüksek sütçü form grubu 6 kg (13 pound) protein, 10 $ yaşam boyu net kazanç ve 88 TPI avantajına sahip ki bu da çok çeşitli özellik seçimi ve seçim indekslerinin kullanımının önemini gösterir. Hem yüksek verimli hem de düşük sütçü formlu boğalar vardır. GENEX’in 1HO5627 Complete
isimli boğası +2672 pound (1212 kg) PTA süt değerine sahiptir ancak
sütçü form olarak negatiftir. Babası Manfred’in, yüksek verimli ve düşük sütçü formda birçok oğlu vardır ve şuanda Penn State Üniversitesi’nin yavruların top babaları listesinde ikinci sıradadır.
Köşeli ve zayıf, ya da “sütçü” ineklerin tercih edilmesi inek sağlık düzeyinde genel bir düşüşe yol açıyor gibi görünse de, Amerikan yetiştiriciler sütçü yapı üzerinde olumlu yorumlarda bulunmuştur. Bunun nedeni basit; yüksek sütçü form yüksek formla ılımlı olarak ilişkilendiriliyor ve yetiştiriciler show pistinde ve üretim kayıtlarının göz önünde bulundurulmadığı linear sınıflandırmalarda ödüllendirilecek yüksek verimli inekler istiyorlar. Show kazanan tip yetiştiriciliği daha sütçü karakterin seçilmesini gerektiriyor. Bu seçim pratiği daha sonrasında inek sağlığı ve fertilitesinde genetik bozulmaları hızlandırır. Amerikalı yetiştiriciler bunun farkına vardılar.
Amerikan Holstein Birliği linear sınıflandırmalardaki sütçü karakter
üzerindeki vurguyu azalttı ve 2005 Şubat’tan itibaren geçerli olacak
yeni TPITM formülünde Sütçü Form üzerine negatif bir ağırlık bindirildi.
İnek sağlığı, üreme performansı ve sütçü karakter arasındaki ilişki tartışılırken birçok yetiştiricinin ortak cevabı Holstein ırkını daha fazla güçlendirmemiz gerektiğidir. Belki de bu doğru, ama muhtemelen en son genetik değerlendirmelerde tanımlanan güç değil. Vücut yapısını Sütçü Form analizi ile aynı şekilde değerlendirebiliriz. Şekil 2 vücut yapısı açısından en yüksek ve en düşük 25 boğanın ortalama Verimli Yaşam kızlarının Gebe Kalma oranını göstermektedir. Daha düşük vücut yapılı ineklerin Kızlarının Gebelik Oranı ve Verimli Yaşam grupları arasında oldukça düşük bir fark bulunmaktadır.
Vücut yapısı mevcut değerlendirmelerimizdeki vücut ölçüsü ile oldukça alakalıdır. Doğal olarak büyük inekler, küçük ineklere kıyasla daha geniştir ve daha kalındır dolayısıyla da daha yüksek vücut yapısı puanı alırlar. Geniş vücut ölçüsü düşük verimli yaşam
ile ilişkilendirilmiştir.
Bu bilgiyi kendi yetiştiricilik programınızla nasıl birleştirebilirsiniz? En basit yaklaşım direk olarak veya Kızlarının Doğum Kolaylığı veya Verimli yaşam gibi bedensel özellikleri içererek dolaylı olarak Sütçü Forma negatif ağırlık bindiren Yaşam Boyu Net Kazanç ve TPITM gibi seçim indekslerini kullanmaktır. Kendi yetiştiricilik programı üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmak isteyen yetiştiriciler, süt üretimi gibi diğer özellikler açısından seçim kriterlerini karşılayan bir boğa grubu belirleyebilirler ve en düşük Sütçü Forma sahip boğalardan bir alt
seçim yapabilirler.
Son olarak ufak bir uyarı notu. Bir çok çiftlikte, çok fazla vücut kondisyonu ile ineklerin doğum yapmasını istemeyiz. Doğumdaki aşırı
kondisyon özellikle çiftlik yönetimi kaynaklıdır; en büyük sebebi, aşırı
uzun kuru dönem ve düvelerin aşırı beslenmesi, kuru inekler ve geç
laktasyon düşük verimli inekler. İneklerimizi, uygun durumda doğum
yapmalarını sağlayacak ve zirve dönem süt verimindeki stres süresince bu durumlarını koruyacakları şekilde yönetmeliyiz.
TPITM FORMÜLÜNE EKLENEN ÜÇ YENİ ÖZELLİK
TPITM formülü Şubat 2005’te değişti. Genel olarak, TPITM uzun ömürlülük özelliklerine daha fazla önem verirken, protein ve toplam puanlamada (PTA Tip) düşüş görüldü. Üç yeni değer indekse eklendi:
%5 oranında kızlarının gebelik oranı (DPR), Kızlarının doğum kolaylığı
(DCE) %2 oranında ve Sütçü Form negatif %2. Sütçü form üzerinde negatif ağırlık, Sütçü Form açısından daha düşük PTA değerine sahip boğaların (kızlarının daha az keskin yapılı ve sütçü karakterde olduğu) yeni TPITM değerinden istifade edeceğini gösterir.
Listedekiler TPITM’daki değerlerin şimdiki ve ilerideki ağırlıklarıdır. Yeni ve mevcut TPITM arasındaki ilişki %99; bu nedenle, genel olarak boğaların göreli sınıflandırmaları çok az değişecek. Yalnızca yeni değerlerin bazılarında çok uç noktadaki boğaların bazıları TPITM sıralamasında önemli değişiklik gösterecektir. TPITM Amerikan Holstein birliği tarafından hesaplanır.